İştirak Nafakasının Azaltılması-Kaldırılması Davasının Reddi

T.C.

KAYSERİ 

7. AİLE MAHKEMESİ 

ESAS NO : 2020/579

KARAR NO : 2021/748

TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

DAVA : Nafaka (Nafakanın Azaltılması)

DAVA TARİHİ : 29/09/2020

KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Nafaka (Nafakanın Azaltılması) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalının 08.08.2019 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin anneye verildiğini, 750,00 TL iştirak nafakası ödenmesine hükmedildiğini, müvekkilinin, evlilik birliği içerisinde muhasebe elemanı olarak çalışmakta olduğunu, gerek eski eşinin davranışları gerek defalarca boşanmak için yeltenip boşanmalar gerçekleşmeyince müvekkilinin ailesinin müvekkiline sırt döndüğünü, araya giren soğukluk nedeniyle müvekkilinin iş akdinin feshedildiğini, bir süre fotoğrafçıda çalıştığını, fotoğrafçıdan da aldığı kazanç giderlerine yetmediği için Türkiye İş Kurumu'na başvuruda bulunduğunu, müvekkilin babası, müvekkil arasında kira sözleşmesi yapıldığını, bazı fatura ve aidatları da müvekkilin ödediğini, söz konusu faturalar doğal gaz ve su faturası şeklinde olduğunu, müvekkilinin babasının yanında çalışan müvekkil, pandemi sürecinde iş kaybı nedeniyle kısmi süreli çalışmaya başlatıldığını, davalının ise öğretmen olduğunu, 5.000 TL ye yakın geliri bulunduğunu, kendine ait evde yaşadığını, şahsi aracı bulunduğunu, müvekkilinin zor bir dönemden geçtiğini, müşterek çocuğun babaya geldiğinde çocuğun ihtiyaçlarını büyük oranda dedesi tarafından karşılandığını, müvekkiline ödenen net tutarın 991,69 TL olduğunu, söz konusu maaşı ile nafakayı ödemesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin bu sebeplerden kredi çektiğini, söz konusu maaş ile nafakayı ödemesinin mümkün olmadığını, o dönemde 750 TL nafakayı ödeyebilecek durumda iken sonrasında ödeme güçlüğü çekmeye başladığını, 4 yaşını tamamlamış bir çocuk için 750 TL iştirak nafakası oldukça ihtiyaç fazlası olduğunu, müvekkil bir baba olarak kızının ihtiyaçlarını karşılıyor, gelişimi için de kendisine geldiği vakitlerde spor kulübüne götürdüğünü, ilave olarak boşanmadan olumsuz etkilenmemesi adına müşterek çocuğu uzmana da götürdüğünü, müşterek çocukları için her türlü ihtiyacını karşılayan babanın, eski eşe iştirak nafakası şeklinde 750 TL ödeme gücü bulunmadığını, müvekkilinin maddi durumuna meydana gelen kötüleşme neticesinde nafakayı ödeyemez hale geldiğini, davalı taraf icraya verip ticari itibarları sarsılmasın diye kredi çektiğini, borç aldığını, haklı davalarının kabulüne, maddi güçlük yaşayan müvekkilin ekonomik gücündeki azalma ve davalının ekonomik gücü, müşterek çocuğun tüm giderlerinin baba tarafından karşılandığı ve diğer savunmalar göz önüne alınarak 200,00 TL' ye düşürülmesine, sayın mahkeme aksi kanaatte ise mahkemenin uygun göreceği bedele düşürülmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; müvekkili ile davacının Kayseri .... Aile Mahkemesi’nin 2019/..... esas ve 2019/.... karar sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşma protokolünde, davacı müşterek çocuk için 750 TL. iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini, davacı taraf, müvekkilin üfe artışı ile birlikte nafaka talebi olduğundan bahsetse de yapılan ve yapılacak olan artış, mahkeme kararının ifasının bir sonucu olduğunu, davacı, babası ile birlikte oturduğunu ve çalıştığını belirterek, babasının kendisini beraber ikamet ettikleri eve maddi katkısının olmaması halinde kabul etmeyeceğini, bu sebeple de aralarında kira sözleşmesi akdettiklerinden bahsettiğini, dosyaya sunulan kira sözleşmesinin adi bir sözleşme olduğunu, noter ve benzeri şekilde yapılmadığını, bir resmiyeti olmadığını, öyleki, sözde kira sözleşmesi 20/09/2019 tarihinde başlatılmış iken, ödeme 25/09/2020 tarihinde yapıldığını, kira sözleşmesinin davaya hazırlık amacıyla, dava açılmadan önce gerçek dışı olarak düzenlendiğini gösterdiğini, davacının iddia ettiği gibi babasının kendisini işten çıkardığı ve evde istememesi gibi bir durum gerçek dışı olduğunu, yıllardan beri aralıksız bir şekilde davacı ile babası birlikte çalıştığını, davacının evin yakıt ve diğer giderlerine katlanmak zorunda olduğu iddiasının gerçek olduğu yine muallakta olmakla birlikte, davacının çocuğunun giderlerine katlanma yükümlülüğünü ilgilendirecek bir husus olmadığını, davacı babası ile birlikte muhasebe işi ile iştigal ediyor olması sebebi ile sigorta ve benzeri konulara vakıf olduğunu, dolayısıyla da davacı Kanun’un verdiği hakları kötü niyetli kullanarak yarı zamanlı çalışıyormuş gibi kendisini gösterdiğini, bundaki amacın, tamamen müvekkiline yönelik işbu davayı açmak amacıyla oluşturulan bir olaylar silsilesi olduğunu, müvekkilinin öğretmen olması ve gelirinin olması, işbu davayı ilgilendiren bir konu olmadığını, davanın konusunun yoksulluk nafakası değil, çocuk için ödenen ve velayeti kendisine verilmeyen eşin müşterek çocuğu için katlanmak zorunda olduğu iştirak nafakası olduğunu, davacı, anlaşmalı boşanma davasında, davanın da gerçekleşebilmesi için her iki tarafında şartları kabul ettiği bilgisiyle, iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini, boşanmak için girdiği maddi külfetten sonra, soyut iddialar ile nafaka ödemekten kaçınma çabası, hukuk düzeni içerisinde korunacak bir davranış olmadığını, davacı maddi durumunun iyi olmadığından defalarca bahsettiğini, nafaka dışında çocuğu için masraflara girdiğini söylediğini, davacı anlamsız bir şekilde, müvekkilimin kararın kesinleştirilmesi konusundaki davranışını eleştirdiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan 31/08/2020 tarihli iş sözleşmesinin tarihi de önemli olduğunu, davacının babasının yanında yeniden işe girdiği tarih SGK hizmet dökümünde 16/05/2020 tarihi iken, iş sözleşmesinin düzenlendiği tarih 31/08/2020 tarihi olduğunu, davacı işbu davaya delil üretmek amacıyla bir takım iş ve işlemler yaptığını, davacının yaptığı şekildeki iş sözleşmesi uygulamada hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı iş sözleşmesinin gerçek olduğu iddiasında olduğu için, sayın mahkemece davacının işvereninden aynı yerde çalışan diğer çalışanlar ile aralarındaki noterden yapılmış iş sözleşmelerinin de istenmesini talep ettiğini, müvekkilin çocuğunun iyi şartlarda hayatını sürdürebilmesi amacıyla azimle çalıştığını, davacının sırf nafaka ödemekten kaçınma adına, düşük maaşla çalıştığı bilgisi, davacının açıkça kötü niyetini ortaya koyduğunu, müvekkilinin, evladının küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim alabilmesi amacıyla, çocuğunu Özel ......... Anaokulu’na gönderdiğini, aylık olarak geçen yıl 800 TL ödemişken, bu yıl 900 TL ödediğini, çocuğun yiyecek, giyim ve benzeri masrafları için de harcama yapıldığının aşikar olduğunu, çocuğun kreş ücreti 900 TL ile diğer yiyecek, giyecek ve benzeri masrafları karşısında davacının ödediği 750 TL. yetersiz olmakla birlikte, bunun bile düşürülmesi talebinde bulunulması kabul edilebilecek bir husus olmadığını, davacı kötü niyetli olarak, uydurma belgeler ile adaleti yanıltma çabası içine girdiğini, hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SGK ya yazılan müzekkerelere cevap verildiği anlaşılmıştır.

Tarafların nüfus kaydının incelenmesinde;11/05/2014 tarihinde evlendikleri, 09/08/2019 tarihinde boşandıkları, tarafların 27/06/2016 doğumlu ......... isminde reşit olmayan bir tane müşterek çocuklarının olduğu anlaşılmıştır.

Kayseri 3. Aile Mahkemesi'nin 2019/.... esas, 2019/...... karar sayılı dosyasının Uyap sisteminden dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesi neticesinde tarafların TMK nın 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı boşanmalarına karar verildiği tarafların aralarındaki anlaşma protokolü gereğince velayeti anneye verilen tarafların müşterek çocuğu lehine aylık 750 TL iştirak nafakasına karar verildiği görülmüştür.

Tanıklar dinlenmiştir.

Dava iştirak Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması davasına ilişkindir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde tarafların beyanları, tanık beyanları göz önünde tutulduğunda; her ne kadar davacı müşterek çocukları lehine bağlanan iştirak nafakasının azaltılmasını talep etmiş ise de tarafların Kayseri 3. Aile Mahkemesi'nin 2019/.... esas, 2019/.... karar sayılı dosyası ile TMK nın 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı boşanmalarına karar verildiği tarafların aralarındaki anlaşma protokolü gereğince velayeti anneye verilen tarafların müşterek çocuğu lehine aylık 750 TL iştirak nafakasına karar verildiği bu kararın verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından anlaşmalı boşanmalarına karar verilmesinden sonra çalışamamasını gerektirir fiziki engele ilişkin dosya içerisine herhangi bir delil ibraz edilmediğinden davacının çalışmasına engel halin dosya kapsamında ispatlanamadığı anlaşmalı boşanmanın 08/08/2019 tarihinde gerçekleştiği ve bu tarihte davacının 1.500 TL geliri varken 750 TL'yi ödemeyi kabul ettiği, şimdiki gelirinin 1.600 TL olduğu ve aradan zaman geçtiği paranın da alım gücünün düştüğü ancak bu rakamı şimdi ödeyemeyeceğini belirtmektedir. Tanık olarak dinlenen babasının dosyamıza oğluyla yapmış olduğu kira sözleşmesini sunduğunu, aynı iş yerinde kızının da çalıştığını, oğluyla sözleşmeler yaptığı halde benzer sözleşmeleri kızıyla yapmadığını dolayısıyla dosyamıza sundukları kira sözleşmesi ile iş akdi sözleşmelerinin iki kardeş arasında farklılık gösterdiğini asıl olanın davacının kız kardeşiyle olan sözleşme olduğu nazara alınmıştır. Ayrıca tarafların aralarındaki anlaşma protokolü çevresinde boşanmalarına karar verildikten sonra davacının geçerli bir mazereti olmaksızın protokol hükümlerinden caymasının iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağından davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı Üzere;

1-Davanın reddine,

2-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

3-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,

5-Artan gider avansının karar kesinleştiğine ve talep halinde ilgili taraflara ödenmesine,

6-Eksik alınan 4,9 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,

Dair, hazır bulunan tarafların yüzlerine karşı davacı asil ve davalı asilin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkeme katibine başvuru üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2021


Kesin Nitelikte Verilen Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

 

T.C.

KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/217 

KARAR NO : 2022/175 

KARAR TARİHİ : 07/02/2022

TÜRK MİLLETİ ADINA

İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : KAYSERİ 7. AİLE MAHKEMESİ

TARİHİ : 25/11/2021

NUMARASI : 2020/579 Esas, 2021/748 Karar

DAVANIN KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması)

KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalının 08/08/2019 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin anneye verildiğini, 750,00 TL iştirak nafakası ödenmesine hükmedildiğini, müvekkilinin, evlilik birliği içerisinde muhasebe elemanı olarak çalışmakta olduğunu, gerek eski eşinin davranışları gerek defalarca boşanmak için yeltenip boşanmalar gerçekleşmeyince müvekkilinin ailesinin müvekkiline sırt döndüğünü, araya giren soğukluk nedeniyle müvekkilinin iş akdinin feshedildiğini, bir süre fotoğrafçıda çalıştığını, fotoğrafçıdan da aldığı kazanç giderlerine yetmediği için Türkiye İş Kurumu'na başvuruda bulunduğunu, müvekkilin babası, müvekkil arasında kira sözleşmesi yapıldığını, bazı fatura ve aidatları da müvekkilin ödediğini, söz konusu faturalar doğal gaz ve su faturası şeklinde olduğunu, müvekkilinin babasının yanında çalışan müvekkil, pandemi sürecinde iş kaybı nedeniyle kısmi süreli çalışmaya başlatıldığını, davalının ise öğretmen olduğunu, 5.000,00-TL.ye yakın geliri bulunduğunu, kendine ait evde yaşadığını, şahsi aracı bulunduğunu, müvekkilinin zor bir dönemden geçtiğini, müşterek çocuğun babaya geldiğinde çocuğun ihtiyaçlarını büyük oranda dedesi tarafından karşılandığını, müvekkiline ödenen net tutarın 991,69-TL. olduğunu, söz konusu maaşı ile nafakayı ödemesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin bu sebeplerden kredi çektiğini, söz konusu maaş ile nafakayı ödemesinin mümkün olmadığını, o dönemde 750,00-TL. nafakayı ödeyebilecek durumda iken sonrasında ödeme güçlüğü çekmeye başladığını, 4 yaşını tamamlamış bir çocuk için 750,00-TL. iştirak nafakası oldukça ihtiyaç fazlası olduğunu, müvekkil bir baba olarak kızının ihtiyaçlarını karşılıyor, gelişimi için de kendisine geldiği vakitlerde spor kulübüne götürdüğünü, ilave olarak boşanmadan olumsuz etkilenmemesi adına müşterek çocuğu uzmana da götürdüğünü, müşterek çocukları için her türlü ihtiyacını karşılayan babanın, eski eşe iştirak nafakası şeklinde 750,00-TL. ödeme gücü bulunmadığını, müvekkilinin maddi durumuna meydana gelen kötüleşme neticesinde nafakayı ödeyemez hale geldiğini, davalı taraf icraya verip ticari itibarları sarsılmasın diye kredi çektiğini, borç aldığını, haklı davalarının kabulüne, maddi güçlük yaşayan müvekkilin ekonomik gücündeki azalma ve davalının ekonomik gücü, müşterek çocuğun tüm giderlerinin baba tarafından karşılandığı ve diğer savunmalar göz önüne alınarak 200,00-TL.ye düşürülmesine, sayın mahkeme aksi kanaatte ise mahkemenin uygun göreceği bedele düşürülmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili ile davacının Kayseri 3. Aile Mahkemesi’nin 2019/.... Esas ve 2019/...... Karar sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşma protokolünde, davacı müşterek çocuk için 750,00-TL. iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini, davacı taraf, müvekkilin üfe artışı ile birlikte nafaka talebi olduğundan bahsetse de yapılan ve yapılacak olan artış, mahkeme kararının ifasının bir sonucu olduğunu, davacı, babası ile birlikte oturduğunu ve çalıştığını belirterek, babasının kendisini beraber ikamet ettikleri eve maddi katkısının olmaması halinde kabul etmeyeceğini, bu sebeple de aralarında kira sözleşmesi akdettiklerinden bahsettiğini, dosyaya sunulan kira sözleşmesinin adi bir sözleşme olduğunu, noter ve benzeri şekilde yapılmadığını, bir resmiyeti olmadığını, öyleki, sözde kira sözleşmesi 20/09/2019 tarihinde başlatılmış iken, ödeme 25/09/2020 tarihinde yapıldığını, kira sözleşmesinin davaya hazırlık amacıyla, dava açılmadan önce gerçek dışı olarak düzenlendiğini gösterdiğini, davacının iddia ettiği gibi babasının kendisini işten çıkardığı ve evde istememesi gibi bir durum gerçek dışı olduğunu, yıllardan beri aralıksız bir şekilde davacı ile babası birlikte çalıştığını, davacının evin yakıt ve diğer giderlerine katlanmak zorunda olduğu iddiasının gerçek olduğu yine muallakta olmakla birlikte, davacı babası ile birlikte muhasebe işi ile iştigal ediyor olması sebebi ile sigorta ve benzeri konulara vakıf olduğunu, dolayısıyla da davacı Kanun’un verdiği hakları kötü niyetli kullanarak yarı zamanlı çalışıyormuş gibi kendisini gösterdiğini, bundaki amacın, tamamen müvekkiline yönelik işbu davayı açmak amacıyla oluşturulan bir olaylar silsilesi olduğunu, müvekkilinin öğretmen olması ve gelirinin olması, işbu davayı ilgilendiren bir konu olmadığını, davanın konusunun yoksulluk nafakası değil, çocuk için ödenen ve velayeti kendisine verilmeyen eşin müşterek çocuğu için katlanmak zorunda olduğu iştirak nafakası olduğunu, davacı, anlaşmalı boşanma davasında, davanın da gerçekleşebilmesi için her iki tarafında şartları kabul ettiği bilgisiyle, iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini, boşanmak için girdiği maddi külfetten sonra, soyut iddialar ile nafaka ödemekten kaçınma çabası, hukuk düzeni içerisinde korunacak bir davranış olmadığını, davacı maddi durumunun iyi olmadığından defalarca bahsettiğini, nafaka dışında çocuğu için masraflara girdiğini söylediğini, davacı anlamsız bir şekilde, müvekkilimin kararın kesinleştirilmesi konusundaki davranışını eleştirdiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan 31/08/2020 tarihli iş sözleşmesinin tarihi de önemli olduğunu, davacının babasının yanında yeniden işe girdiği tarih SGK hizmet dökümünde 16/05/2020 tarihi iken, iş sözleşmesinin düzenlendiği tarih 31/08/2020 tarihi olduğunu, davacı işbu davaya delil üretmek amacıyla bir takım iş ve işlemler yaptığını, davacının yaptığı şekildeki iş sözleşmesi uygulamada hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı iş sözleşmesinin gerçek olduğu iddiasında olduğu için, sayın mahkemece davacının işvereninden aynı yerde çalışan diğer çalışanlar ile aralarındaki noterden yapılmış iş sözleşmelerinin de istenmesini talep ettiğini, müvekkilin çocuğunun iyi şartlarda hayatını sürdürebilmesi amacıyla azimle çalıştığını, davacının sırf nafaka ödemekten kaçınma adına, düşük maaşla çalıştığı bilgisi, davacının açıkça kötü niyetini ortaya koyduğunu, müvekkilinin, evladının küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim alabilmesi amacıyla, çocuğunu Özel ............. Anaokulu’na gönderdiğini, aylık olarak geçen yıl 800,00-TL. ödemişken, bu yıl 900,00-TL. ödediğini, çocuğun yiyecek, giyim ve benzeri masrafları için de harcama yapıldığının aşikar olduğunu, çocuğun kreş ücreti 900 TL ile diğer yiyecek, giyecek ve benzeri masrafları karşısında davacının ödediği 750,00-TL. yetersiz olmakla birlikte, bunun bile düşürülmesi talebinde bulunulması kabul edilebilecek bir husus olmadığını, davacı kötü niyetli olarak, uydurma belgeler ile adaleti yanıltma çabası içine girdiğini, hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :

Yerel Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin durumunun iyi olmadığını, geçim sıkıntısı yaşadığını, borçları olduğunu, müşterek çocuk için ödenen nafakanın yüksek olduğunu, nafakasının şu anda 1.400,00-TL. olduğunu, yerel mahkemenin bunu göz önünde bulundurmadığını, davalının öğretmen olduğunu ve 5.000,00-TL. geliri olduğunu, davalının boşanma kararının kesinleştirmek için boşanma tarihinin hemen ertesi günü mahkemeye başvurduğunu ve müvekkili icraya verdiğini bunun nafaka elde edilmek için yapıldığını, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, itirazları doğrultusunda karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER :

Dava; iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde azaltılması davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.

Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda;

İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği belirlenmiştir.

Dava iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesi talebine ilişkindir.

TMK.nun 182/2. maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." TMK.nun 176/4. maddesinde "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." denilmektedir.

Anılan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu sağlaması gerekmektedir.

Tarafların Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2019/..... Esas, 2019/......... Karar sayılı kararı ile boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk lehine aylık 750,00-TL. iştirak nafakasına ve hükmedilen nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına hükmedildiği, kararın 08/08/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının sosyal ve ekonomik durumu en son nafaka hükmünden sonra kötüleştiği, mali durumunun nafakayı ödemekte zora girdiği belirlenmiştir. Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın nitelikleri, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile davacının geçimini sağlama imkanı ile davalı annenin gelir seviyesi ve de nafakanın dava tarihi itibariyle ÜFE oranında artırılmasıyla ulaştığı tutar hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, mevcut nafakanın miktarları itibariyle ilk derece mahkemesinin gerekçesinde ve davanın reddi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

Sonuç olarak; herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Dosya kapsamı, delil durumu incelendiğinde, Kayseri 7. Aile Mahkemesinin 25/11/2021 tarih, 2020/579 Esas, 2021/748 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmaması, davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Peşin alınan istinaf başvuru harcının mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. kısmının 2. bölümünün 18. bendi uyarınca davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,

5-HMK.nun 333. maddesi uyarınca hüküm kesinleştiğinde ve talep hâlinde gider avansının kullanılmayan kısmının ilgilisine iadesine,

6-Hukuk Muhakemeleri Kanununun (20/07/2017 tarih 7035 sayılı kanunda yapılan değişiklik) 302/5 maddesine göre; "Kanun yollarından geçmek suretiyle kesinleşen kararların kesinleşme kaydı ile kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimler de ilk derece mahkemesince yapılır" hükmü gereğince dosyanın kesinleşme şerhi ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/02/2022